Faiz düşük, ama krediler yerinde sayıyor – 2022

Merhaba,

Turistlerin eve dönmesi ve AB’nin içine girdiği ekonomik durağanlık yüzünden ihracatın ivme kaybetmesiyle, 3Ç2022 sonunda ekonomik aktivite yavaşladı. 4Ç’de daralma olası. Hükümet seçim öncesi seçmen memnuniyetsizliği ve istihdam kayıplarını asgariye indirmek için bütçe harcamalarını artırırken, kredileri de teşvik ediyor. Fakat, gerek TCMB, gerekse kredi faizlerinin düşmesine (enflasyonu çok altında seyretmesine) rağmen, krediler bir türlü toparlanamıyor.

 

18 Kasım itibarıyla toplam krediler haftalık  %0.7 artarken, kredi ivmesini mevsimsellikten arındıran “13 haftalık yıllıklandırılmış hareketli ortalama” kredi artış hızı %31.7’ye geriledi. Son bir yılda TÜFE ve Yİ-ÜFE enflasyonunun sırasıyla %88 ve %150 civarında seyrettiğini hatırlarsak, REEL olarak kredilerin çok şiddetli boyutta azaldığı gözleniyor. Bankalar seçim sonrası faizlerin yükseleceği beklentisi ile kredi vermekten kaçınıyor. Zaten, TCMB ve BDDK tarafından her gün yenilenen kurallara göre de, kredi vermek karlı değil.

 

TL mevduatta faizlerin %25’e doğru yükselmesi, sendikasyon kredisi faizlerinin yükselmesi ve KKM’den ilk çıkışların başlaması bankaların para toplama maliyetini yükseltiyor. Buna karşın, kredi faizlerini TCMB belirliyor. Tavanın üstünde faizden kredi veren bankalara yıllık %10-15 getirili devlet tahvili tutma mecburiyeti getirildi. Yani,  kredi faizi maliyetini karşılamıyor.

Şirketler ise gittikçe eriyen işletme sermayelerini yenilemek için krediye muhtaç. Fakat, artık sadece TCMB tarafından belirlenen “öbcelikli” KOBİ, yerli  üretim ve ihracat gibi sektörlerdeki kuruluşlara kredi var. Bunlar da kredi alırken parayı nasıl harcadıklarını belgelemek durumunda. Bir anlamda, bank verse de, şirketin kredi temini için öne sürülen koşulları yerine getirmesi çok zorlaştı.

 

Tüketiciye konut kredisi yok.  Perakende, gıda-dışı hizmetler gibi yoğun işletme sermayesi ihtiyacı olan iş kollarında kredi bulmak çok güç.

Kredilerin acilen genişlememesi halinde, üretim cephesinde işler durma noktasına gelebilir. Tüketici kredileri de yavaşlıyor, fakat hanehalkı yükselen enflasyona  tedbir olarak harcamalarını öne çekiyor, yani tasarruf yerine harcama yapıyor.

Bir başk deyişle, iç talep canlı, ama üretim talebe karşılık veremiyor. Bunun doğal sonucu ise enflasyonun hızlanması olacak.

Eğer hükümet kış aylarında kredi daralmasına çözüm bulamazsa, yeni yılda asgari ücret zammı ve EYT kıdem tazminatı ödemeleri ile iyice nakte sıkışacak özel sektörün işçi çıkartması gündeme gelecek.

Hükümetin kreid koşullarını gevşetmesi ile bu sorun çözülebilir, fakat üretim artarken beraberinde ithalatı da körükleyecek. En büyük korku ise, kurumsal kredilerin bir bölümünün döviz talebine yönelmesi. Bu durumda döviz kurunda istikrarı sağlamak zorlaşacak.

 

Bloomberg ekonomisti Baziki’nin tahmini: Merkez’in cephanesi seçime kadar yeter

 

Doç.Dr.Evren Bolgün: Reel Sektörün Ekonomik ve Finansal Sorunları…

 

Denizbank GM Ateş:  Mevduat faizi %25’e gidiyor, bilinen ekonomi tarzına dönüş istiyoruz

 

 


Umuyoruz ilginizi çeken, güzel bir içerik sunabilmişizdir.

İçeriğimizi oylayın post

Yorum yapın