Türkiye’ye mafya gruplarının yerleşmesiyle uyuşturucu kaçakçılığının arttığı iddia ediliyor. Limanlarda ele geçirilen kokain miktarları dikkat çekiyor. Peker’in iddialarının merkezindeki Bakan Soylu ise başarılı mücadeleyle rotanın değiştiğini savunuyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu ‘Breaking Bad Süleyman’ diye suçlaması, Türkiye’de uyuşturucu kaçakçılığına dair iddiaları yeniden gündeme getirdi.
Raporlara göre, 2020 yılında yaşanan Covid-19 pandemisine karşın dünyada ve Türkiye’de kokain üretimi ve kaçakçılığı arttı. 2020 yılında 1982 ton kokain üretimi ile birlikte 2019 yılına göre yüzde 4,5 artışla küresel boyutta 1424 ton kokain ele geçirildi.
Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın 2022 Türkiye Uyuşturucu Raporu, Türkiye’nin uyuşturucu konusunda hem hedef hem de transit rota niteliği taşıdığı tespitini içeriyor.
REKOR DÜZEYDE
Sinir sistemi üzerinde uyarıcı bir etki gösteren ve Kolombiya, Peru ve Bolivya’da yetişen Erythroxylon Coca isimli bitkinin yapraklarından elde edilen kokain, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkeler üzerinden en önemli pazarlardan olan Avrupa’ya geçiyor. Raporda yer alan bilgilere göre, 2019’da küresel boyutta kokain yakalama miktarının yüzde 83’ü çoğunluğu Güney Amerika’da olmak üzere Kıta Amerika’sında gerçekleştirilen yakalamalarda ele geçirildi. Bu yıllarda Güney Amerika’da kokain yakalama miktarı yüzde 5 artarak bugüne kadarki en yüksek miktar olan 755 tona ulaştı.
TÜRKİYE’DE UYUŞTURUCU YAKALAMALARI LİMANLARDA
Türkiye’de de Mersin başta olmak üzere uyuşturucu yakalamaları daha çok limanlarda gerçekleşti. Son olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 31 Temmuz 2022’de Tekirdağ Limanı’ndaki bir ticari gemide 242 kilogram kokain ele geçirildiğini açıkladı.
Avrupa’da 2017 yılından bu yana, özellikle deniz limanlarında her yıl rekor miktarlarda kokain ele geçirildiği vurgulanan Emniyet raporunda şunlar yer aldı:
BELÇİKA 70 TON, HOLLANDA 49 TON, İSPANYA 37 TON
“2020 yılında şimdiye kadarki en yüksek miktar olan 214,6 ton kokain AB ülkeleri, Türkiye ve Norveç tarafından ele geçirilmiştir. Üç AB ülkesinde ele geçirilen (Belçika 70 ton, Hollanda 49 ton ve İspanya 37 ton) kokain Avrupa genelinde yakalanan toplam kokainin yüzde 73’üne karşılık gelmektedir. Ayrıca İtalya (13,4 ton), Fransa (13,1 ton), Almanya (11 ton) ve Portekiz’de de (10 ton) yüksek miktarlarda kokain ele geçirilmiştir.

Geleneksel olarak kokain kaçakçılığı ve kullanımı ile ilişkilendirilmeyen Doğu Avrupa ülkeleri olan Yunanistan (1,8 ton), Bulgaristan (1 ton), Polonya (3,9 ton) ve Türkiye (2 ton) tarafından da kokain yakalamaları gerçekleştirilmiştir. Bu durum, kokain sevkiyatlarının Avrupa’ya giriş yaptığı noktaların çeşitliliğinin arttığını gösterebilir. Akdeniz ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler tarafından gerçekleştirilen kokain yakalamaları bunun bir diğer göstergesi olarak düşünülebilir.”
‘TÜRKİYE KOKAİN İÇİN ÖNEMLİ BİR KORİDOR’
Türkiye’de 2021 yılında 2 bin 961 kokain olayı gerçekleşti. Bu olaylarda 4 bin 714 şüpheli yakalandı ve 2 bin 841 kilogram kokain ele geçirildi. Raporda, bu rakamın bugüne kadarki en yüksek miktar olduğunun altı çizilerek şöyle denildi:
“Bu rakamlar, Türkiye’nin kullanım ya da iç pazarda satıştan çok yasadışı ticaretin önemli aktörlerinden olduğunu gösteriyor. 2021 yılında ele geçirilen kokain miktarı bir önceki yıla göre yüzde 44,9 artarken olay sayısında yüzde 15,1, şüpheli sayılarında ise sadece yüzde 6 oranında artış meydana gelmesi Türkiye’nin kokain için önemli bir koridor olduğunu ortaya koyuyor.”
SOYLU’NUN AÇIKLAMALARI: BİZDE ÖLÜMLER ONLARIN 10’DA 1’İ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 6 Ekim 2022 tarihindeki açıklamasında, 941 olan uyuşturucuya direkt bağlı ölümlerin 2021 yılı sonu itibarıyla 270’e düştüğünü söyledi.
Türkiye’de uyuşturucu satışı ve kullanımı nedeniyle hapis cezası alanların sayısı 15 Temmuz 2016’da 35 bin iken, şu anda sayının 115 binin üzerine çıktığını belirten Soylu, şöyle konuştu:
“Eğer Türkiye, devletin bütün birimleriyle bu mücadeleyi ortaya koymamış olsaydı bugün Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı durumla karşı karşıya kalırdı. Avrupa ülkelerinde uyuşturucudan ölüm milyonda 28’dir. Bizde ise milyonda 3,7-3,8. Yani bizde neredeyse onların onda biri. Yine Avrupa ülkelerinde hayatında bir kez uyuşturucuyu kullanan bu orandadır, yüzde 28. Bizim en büyük avantajımız hayatında bir kere uyuşturucu kullananlar yüzde 3,1, 2019-2020 ölçümlerimiz. Yani biz yine onların 10’da biri kadarız. Avrupa Birliği ortalamasını söylüyorum.”
‘EN BÜYÜK BAŞARI ROTASINI DEĞİŞTİRMEK’
“Bize eskiden doğudan giren uyuşturucuların yüzde 75’i batıda yakalanırdı. Mesela İstanbul, Kocaeli, İzmir, Sakarya, Bolu, buralarda yakalanırdı. 15 Temmuz’dan sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu konseptle uyuşturucunun yüzde 74-75’ini Türkiye’ye girer girmez artık üç vilayette yakalıyoruz: Hakkari, Van, Ağrı. Aslında uyuşturucunun sadece Türkiye’de nerede kullanıldığı, içildiği, yapıldığı değil, aynı zamanda Türkiye’ye girişini engellemek. En büyük başarı tabii rotasını değiştirmek. Türkiye’nin, uyuşturucu sevkiyatında doğudaki bu engeli nasıl bir sonuç doğurdu? Rotayı değiştirdi.
2022 YILINDA YAKALANAN EROİN MİKTARI 7-7.5 TON
Uyuşturucunun bizim çevremizde 3 rotası var. Kuzey rotası, yani Rusya’nın üzerinden geçen rota. Bir rota Balkan rotası dediğimiz bizim üzerimizden gelip Balkanlar’dan giden bir rota. Bir de Akdeniz rotası dediğimiz üçüncü bir rota var. Örneğin, 2019’da 14-15 ton, 2020 ve 2021’de 20-22 ton eroin yakaladık. Şu ana kadar (2022 yılı) yakaladığımız eroin miktarı 7-7,5 ton. Çünkü rotanın önemli bir bölümü Akdeniz üzerinden İspanya, İtalya, başka ülkelere gidiyor. Artık eroin yakalamaları geçen yıllardan daha fazla, bu yıl da Akdeniz rotasında olmaya başladı.”
İlk olarak 3 Ocak 2018’de polislere, “Uyuşturucu satanların ayaklarını kırın” talimatı veren daha sonra zaman zaman bunu tekrarlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu açıklamalarına karşın, Türkiye’ye son yıllarda çeşitli ülkelerden mafya gruplarının da yerleşmesiyle uyuşturucu kaçakçılığının arttığı iddia ediliyor.
Birgün yazarı gazeteci Timur Soykan, Türkiye’de artan mafya hesaplaşmalarını anlattığı ‘Bir mafya cinayetinin anatomisi’ yazısında, “AVM’lerde, cadde ve sokaklarda Azerbaycanlı, Rus, Özbek, Kazak, Gürcistanlı, Çeçen, Sırp mafya grupları çatışırken hepimiz namlunun ucundayız” tespitinde bulundu.
Yazının tamamı burada.